16 Ocak 2013 Çarşamba

Finally Amsterdam!

Yes, I know, I have been written this post few months ago, 
But I couldn't have time for this post because of intensivity of my courses at university.
Now I am ready for this post to write. :D
Avoid to long one I decided to seperate this destination some parts. They are; Maddame Tussauds, Sex Museum, Heineken Experience and general.
I prefer to start with Heineken Experience and general sights of Amsterdam, would you like or not. :D



Aylar yıllar önce yazmam gereken postu şuan yazabiliyorum,
 çünkü şu Bologna Sürecine kendini fazlasıyla kaptırmış pek sevgili fakültem anca müsaade edebildi bana. 
Sanmayın ki tatildeyim tam olarak final haftası içindeyim :D
Bologna Sürecine günlük saydırmalarımdan birini gerçekleştirdikten sonra konumuza dönebilirim artık. 
 Amsterdam'da anlatacak çok şey olduğundan postu da uzun tutmama düşüncesiyle bikaç bölüm halinde yayınlayacağım haberiniz olsun, bitti sanmayın. :D

Amsterdam.

Our departure was from Antwerp in the early morning and after four hours later we reached Amsterdam by Euroline.
Amsterdam Centraal was the firts impressive attraction for us. It is an amazing building and even don't use you should sea this constraction.

Kendisi genel olarak Red Light District, uyuşturucu veya türlü türlü kekleriyle, otlarıyla bilinir. Ben size hakkında başka bilgiler de vereyim. Venedik'ten daha fazla kanalı ve de köprüsü olmasına rağmen Kuzeyin Venedik'i olarak bilinir. Sanırım güneşli gün sayısının az olmasından kaybediyor. :D
 Kafanızı nereye çevirseniz bi müzeyle karşılaşabilirsiniz, şehirde çok fazla sayıda butik müze var. Hatta olayı abartmışlar diyebilirim size "Bunun da müzesi olur mu?" diyebileceğiniz çok şeyin gerçekten müzesini yapmış adamlar. Öyle pahalı da değil giriş ücretleri.
Amsterdam'da da diğer Belçika şehirlerini gezdiğim arkadaşımla beraberdik. Amsterdam'ı bir güne sığdırdık çok yorulduk, çok da eğlendik. Yine haritalarda kaybolup aradığımız yeri bulunca fazlasıyla sevindik :D

Sabahın erken saatinde Antwerp'ten başlayan yolculuğumuz Rotterdam üzerinden 4 saat içerisinde Amsterdam'da sona erdi.
"Amsterdam Centraal" istasyon olma işlevinin çok dışında tarihi bir eser resmen daha şehre adımınızı atmadan etkiliyor sizi.
İstasyonun hemen karşısında Turizm İnfo'dan haritanızı edinebilir hatta ordaki elektroik kimi aletlerden nerelere gideceğinize görsel olarak da karar verebilir hatta ve hatta hediyelik eşya bile alabilirsiniz. Kalabalık olduğundan ötürü biz haritamızı aldık ve uzaklaştık ordan.
O iliklerimize kadar üşüten havada az gittik uz gittik, aşağıda gördüğünüz üzre şehrin merkezine ulaştık. Meydanın adını hatırlamıyorum; fakat işlevinden habersiz olduğum ama çok önemli gibi görünen devasa bikaç bina ve Madame Tussauds Müzesi bu meydanda. Aynı zamanda fotoğraf çektirebileceğiniz türlü kılıklara girmiş sokak sanatçıları da mevcut.

And here is main square of the city which host Madame Tussauds Museum and other historical or maybe important buildings. :D There was also a few street artist that you can take photo with them.




Madame Tussauds'u sağınıza alıp o ana caddede ilerlediğiniz takdirde "I AMSTERDAM" yazısına ve bikaç kanal geçerseniz de -arada çiçek pazarına da uğrayın mutlaka, yüzyıllar önce Osmanlı'dan çalındığına inanılan lale soğanlarını satın alıp ana vatanına, özlediği topraklara kavuşturabilirsiniz :D - Heineken Experience'a ulaşabilirsiniz.

When you pass through this squre, by following main street you can find Heineken Experience and "I Amsterdam" image. Place that where the I Amsterdam is a little bit hard to find, because of museums that around the image.

Amsterdam'ın sloganı olması dolayısıyla sembolü de olmuş bulunan o "I Amsterdam" yazısını bulmak biraz zorlayabiliyor tabi. Müzelerin arkasına saklanmış çünkü.
 Bu arada Amsterdam'da günlük gezebilmek için alabileceğiniz 2011 Aralık ayında 7 Euro gibi bi maliyeti olan gün boyunca sınırsız biniş hakkına sahip olduğunuz biletten edinirseniz size büyük kolaylık olur. Her durakta hangi tramvayın, otobüsün nerden geçtiğini gösteren haritalar var. Yolunuzu bulmak oldukça kolay bu şehirde. Yalnız dikkat edin binerken bastığınız kartı inerken de basmayı unutmayın. ;)



 Bu arada Red Light için district denildiğine aldanıp şehrin dışında ayrı bi yer olduğunu falan düşünmeyin. Gündüz vakti bile ablalarımın kendilerini cömertçe sergiledikleri, çoluk çocuğun bile girmesinde sakınca olmayan normal caddeler bunlar. Aramanıza bile gerek yok onlar karşınıza çıkıyor :D Hatta sırf bunun için Amsterdam'a gelmenize bile gerek yok. Belçika'da da oldukça yaygın.
Bunlara ek olarak bir konu üzerinde daha durmak istiyorum. Hollanda'da kullanımı serbest olan ve her köşe başında bulabileceğiniz otları sadece Hollanda vatandaşıysanız satın alabilirsiniz. Bu tür ürünlerin turistlere satışı yasak. Dikkatli olunuz!
Bu konuları da geçtiğimize göre. Öldükten sonra gömülmek istediğim yere geçebiliriz. :D
Heineken Experience.
Burası dünyanın bana göre en güzel biralarından biri olan Heineken'in fabrikası aslında. Ama şuan biranın tarihi ve aşamaları hakkında bilgi alabileceğiniz hatta tadabileceğiniz, çeşitli maketlerle eğlenceli hale getirilmiş bir müze. Mutlaka atlamayın ve gidin derim ben. Binanın hemen girişinde hediyelik eşya alabileceğiniz, benim bütün dükkanı sırtlayıp evime getirmek istediğim bir bölüm de mevcut. :D

 And our final stop and my favorite place in Amsterdam is Heineken Experience. It is an old Beer Factory and now it converted to a museum that you can learn and taste beers in every steps or process.
Please burry me here! :D




Gecikmiş Amsterdam yazımın sonuna da Coldplay'in Amsterdam şarkısını eklemeden edemicem.

Enjoy! :)


Bu yazıda aradığımı bulamadım diyenler, çizenbayan'ın Amsterdam yazısına da bi göz atın derim. Çok daha fazlasını bulabilirsiniz. ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder